• Cancel
    Filter
Filter

MÜZELİK ve KOLEKSİYONLUK ESERLER MÜZAYEDESİ | 26

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.

Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.

Lot: 26 » Tablo

ŞEKER AHMET PAŞA (1841-1907)

“Sultan Abdülaziz Han Tuğralı Yıldız Vazo”

Eski Türkçe ve Latin harfleri ile üç (3) imzalı. Natürmort. Mukavva üzerine yağlıboya ve altın yaldız.

1.Eski Türkçe ile “Ahmed Ali” imzası (sağ altta)
2.Eski Türkçe ile “Ahmed” imzası (sol altta)
3.Latin harfleri “Ahmed Aly” imzası (sol altta)

Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu için Sultan Abdülaziz Han tuğralı vazo çizimi. Sultan Abdülaziz Han’ın yaveri ve Sarayın sanat elçisi Şeker Ahmet Paşa’nın bugüne kadar görülmemiş başyapıtı. Sertifikalı.

Sertifika: Eserin, Sn.Bayram Karşıt tarafından 26.05.2022 tarihinde verilmiş sertifikası mevcuttur.

Referans: Benzer tek örnek "Türk Sanatının Büyük Ustaları Şeker Ahmet Paşa" kitabının 89. sayfasında bulunmaktadır. Aynı eser, Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin 28.11.2010 tarihli müzayede kataloğunda Lot:543 olarak yer almıştır.

Ölçüler: 101 x 72 cm.

Türk ressam ve devlet adamı Şeker Ahmet Paşa 1841’de İstanbul’da doğdu. On dört yaşında Tıbbiye Mektebi’ne girdi. Üstün başarı gösterip, bu arada resim sanatında özel yeteneğini ortaya koyduğundan, öğrenciliği sırasında, bu okulun resim öğretmeni yardımcılığına atandı. Resimleri, Padişah Abdülaziz’in dikkatini çekti ve onun isteğiyle, Paris’te Türk öğrenciler için kurulmuş olan Mekteb-i Osmaniye’ye gönderildi. Boulanger ve Gerome gibi akademik sanat eğitimi veren atölyelerdeki dersleri de izledi. 1862’den 1871’e kadar Paris’te çalıştı. 1870’te Paris’te düzenlenen Evrensel Sergi’ye katıldı. Istanbul’a dönüşünde piyade yüzbaşısı rütbesiyle Tıbbiye Mektebi’ne resim öğretmeni oldu. Ayrıca Beyazıt, Zeyrek, Kaptan İbrahim Paşa ve Sultanahmet sanayi mekteplerinde resim dersleri verdi. Kolağası (kıdemli yüzbaşı) olarak Abdülaziz’in yaverliğini yaptı. 27 Nisan 1873’te İstanbul Sanayi Mektebi salonunda, Türkiye’deki ilk resim sergisini açtı. Portre, figür ve kompozisyon gibi türlerin pek denenmediği o devirde Şeker Ahmed Paşa, natürmortları ile dikkat çekti. İki yıl sonra, 1 Temmuz 1875’te bir sergi daha düzenledi. 1877’de dördüncü rütbeden Osmanlı nişanı aldı ve bir yıl sonra da kaymakam oldu. 1890’da ferikliğe (tümgeneralliğe) yükseldi ve 1907 yılına kadar sarayda yabancı konuklar teşrifatçısı olarak görev yaptı. Fransızcayı çok iyi bilen, iyi huyu, tatlı dili, dost severliğinden ötürü «şeker» lakabını kazanan Ahmed Paşa, İstanbul’da, Mercan semtindeki evinde büyük bir resim atölyesi kurdu, orada çalıştı ve birçok gence sanatını öğretti.

Details
Lot: 28 » Tablo

OSMANLI SULTANLARININ SOYAĞACI

“Sultan Abdülmecid Han (1839-1861) dönemi”

19.Yüzyıl. Tuval üzeri yağlıboya, duralite marufle. İmparatorluğun kurucusu Sultan Osman’dan başlayan ve Sultan Abdülmecid Han ile neticelenen, Sultan isimlerinin Osmanlıca ve Latin harfleri ile yazıldığı ve Tasvir-i Hümayun’ların soyağacının dallarına madalyonlar içerisinde ve hanedan silsilesini temsil etmek üzere birbirlerine çelenk dalları ile bağlı şekilde resmedildiği türünün en önemli örneklerinden biridir. Diğer örnekler Topkapı Sarayı, İsveç Gripsholm Sarayı ve Celsing Şatosu Koleksiyonları’nda yer almaktadır.

Literatüre göre; ilk Osmanlı Sultanlarının Soyağacı tablosu, İsveç kralı III.Gustav’ın siparişi ile Paris’te yaptırılmıştır. 1792’de d’Ohsson’un İstanbul’a döndüğünde Sultan III. Selim’e hediye ettiği soy ağacı sarayda büyük bir heyecan yaratmıştır ki, d’Ohsson İstanbul’daki en iyi ressamlara daha küçük boyutta soyağaçları yaptırıp padişah ve devlet erkânına hediye etmiştir. Osmanlı Sultanlarının Soyağacı tabloları saraydan çeşitli devlet erkânına, Avrupalı hükümdarlara ve yabancı temsilcilere sunulmuş, Osmanlı Hanedan imgesinin tüm dünyaya yayılması niyetiyle diplomatik ve propaganda amaçlı kullanılmıştır. Benzer örnekleri müze ve saray koleksiyonlarında bulunan, belgesel özelliği ile ön plana çıkan, ele geçmez bir şaheser ve müzelik bir yapıttır.

Müze Koleksiyonlarında olan örnekler;
Topkapı Sarayı / Türkiye
Gripsholm Sarayı / İsveç
Celsing Şatosu / İsveç

Ölçüler: 101 x 73 cm.

Details
Lot: 38 » Mücevher

OSMANLI 19.YÜZYIL SARAY İŞİ ELMAS KAKMA ALTIN “FİYONK” BROŞ

19.Yüzyıl. Osmanlı. Saray işi. Osmanlı Mücevher Sanatı’nın boyutları ve ihtişamlı görüntüsü ile dikkat çeken ikonik örneği. İmparatoriçe Eugenie için saraydan yaptırılan ve Nilüfer Sultan Koleksiyonu’na dahil olan broşun benzeri. Fiyonk şeklinde tasarlanmış, iri elmaslarla bezeli, alt kısmı püsküllü. Püskülü mine işçiliği ile bezeli, elmas kakmalı. Osmanlının asaletini ve kudretini tüm ihtişamıyla gözler önüne seren yüksek kıymette, ele geçmez gerçek koleksiyonluk eserdir.

Referans: Eserin benzeri İngiltere Bonham’s Müzayede Evi’nin Ekim 2014 tarihli “Fine Jewellery” müzayedesinde 20.000-30.000 USD. estimate fiyatı ile satışa sunulmuştur.
(Lot:3) Evelyn Maddox Pope Trust Koleksiyonu.

Ölçüler: 50 x 60 mm.
Ağırlık: 29 gr.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişmesi ve zenginleşmesi ile mücevhercilik giderek önem kazanmış ve İstanbul dünyanın önemli mücevher üretim merkezlerinden biri olmuştur. Bu dönemde, imparatorluğa yeni katılan bölge ve ülkelerde yaşayan toplumların birikimleri de eklendiğinden, kuyumculuk ürünlerinin çeşitlerinde belirgin bir artış olmuştur. Osmanlı topraklarında yaşamış çok sayıda etnik kimliklerin kültürünü ve binlerce yıllık uygarlıkların izlerini taşıyan Osmanlı kuyumculuğu, bu uygarlıklardan esinlenerek kendi özgün takılarını üretmiştir. Osmanlı Sarayı’nda çeşitli hizmet erbabı sınıflar mevcut olup bunlardan biri de “Ehl-i Hiref denilen sanatkârlar zümresiydi. Bunlar arasında yer alan kuyumcular Topkapı Sarayı'nın Orta Kapısı ile Akağalar Kapısı arasında kalan “Bîrun” denilen bölümde yaşamaktaydılar. Âmirlerine kuyumcu başı denirdi. Kuyumcular, devşirmelerin kabiliyetlilerinden yetiştirilirdi.  Ehl-i hiref teşkilâtında kuyumculukla uğraşan pek çok ustanın ve çeşitli bölüklerin yer aldığı belgelerden anlaşılmaktadır ki, bunların başında altın işçiliği yapan "Zergerân" bölüğü gelmektedir. Yeşim, necef ve maden eserler üzerine altın kakmacılığı yapanlara "Zernişâni", taş yontucu ve işlemecilere "Hakkâkân", taşa foya yapanlara ise "Foyager" denilmekteydi.

Details
Lot: 42 » Hanedan

SADRAZAM DAMAT FERİD PAŞA’YA AİT SAVATLI GÜMÜŞ KAMÇI

Osmanlı. Hicri 1335 tarihli, Amel-i Nuri usta imzalı. Eski Türkçe ile “Yadigâr, oğlum Mehmed Ferid’e” şeklinde ithaflı. Sultan Vahdettin Saltanatı’nda sadrazamlık yapan ve Sultanın kızkardeşi Mediha Sultan ile evli olan Sadrazam (Damat) Mehmed Ferid Paşa’ya babasından armağan. Üst düzey savat işçiliği ile stilize geometrik ve floral dekorlu, kazıma (grave) tekniği ile tezyinli, altın vermeyli. Zinciri ve deri kamçısı orijinal. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Sarayı Yüksek Erkânı’nın estetik anlayışının en güzel örneklerinden, ele geçmez yüksek kıymette gerçek koleksiyonluk eserdir.

Gümüş Uzunluğu: 45 cm.
Kamçı Uzunluğu: 55 cm.
Ağırlık: 125 gr.

Savat, “sevad” (kara, karanlık, karartmak) sözcüğünden gelir ve gümüş üzerine yapılan siyah desen ve nakışların adıdır. Yalnızca bitmiş formlar üzerine uygulanan bir tekniktir; bu nedenle daha çok “mine”ye benzetilebilir ve bir tür “siyah mine” olduğu söylenebilir. Osmanlı’da 150 yıl kadar altın devrini yaşamıştır, öyle ki savatlı Türk tabakaları tüm Avrupa’da özellikle de Paris kuyumcularında kendine yer edinmiştir. Savat işlemi iki aşamada yapılır; Önce kalemkarlık, sonra savat alaşımının hazırlanması ve uygulanması. Savat alaşımı, bir ölçü gümüş, dört ölçü bakır, dört ölçü kurşun ve yeteri kadar kükürtten hazırlanır. Eserde önceden açılmış olan kalem kanallarına ekilerek kullanılabildiği gibi (ekme savat), boraksla karıştırılarak çamur haline getirildikten sonra bu boşluklara doldurularak (sürme savat olarak)da kullanılabilir. Ekilen veya sürülen savat, ocak ateşine tutulup yeniden eritilerek, kalem boşluklarını tamamen doldurması sağlanır. Soğutulduktan sonra zeminle bütünleşen savat, su zımparasıyla tesviye edilir, keçeyle parlatılıp cilalanarak işlem tamamlanır.

Details
previous
Go to Page: / 8
next