GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ORDUYA SESLENİŞ KONUŞMASININ ISLAK İMZALI METNİ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkumandan olarak ordu mensuplarına yaptığı konuşmanın (Orduya Beyanname) ıslak imzalı orijinal metni. Dört (4) yaprak kağıttan oluşan ve toplamda 252 x 10 cm. ölçülerindeki metin Atatürk’ün kendi el yazısı ve ıslak imzasına sahiptir. Eser, Makbule Atadan tarafından Atatürk'ün döneminde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı yapmış H.N.Y’a hediye edilmiş. Fevkalade kondisyonda. Atatürk’ün kendi el yazısına ve ıslak imzasına sahip, manevi ve koleksiyon değeri yüksek ele geçmez ünik eserdir.

Provenans: Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan Eski Koleksiyonu. 
Koleksiyondaki eserlerin Makbule Hanım tarafından hediye edildiğine dair noter tasdikli evrak mevcuttur.

Ölçüler: 63 x 10 cm. (her biri)
Toplam Uzunluk: 252 cm.
Çerçeve Ölçüsü: 83 x 66 cm.

BEYANNAMENİN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞ METNİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

 

ORDUYA BEYANNAME


Arkadaşlar; Milletimizi, yabancıların elinden köle olmuş görmemek için giriştiğimiz bu muhaberede, Sakarya Muzafferiyeti gibi adı daima anılacak yeni ve büyük bir zafer kazandınız. Benim gibi ömrünü senelerden beri saflarınızın yanında geçirmiş olan bir silah arkadaşınız, ezilmiş kahredilmiş düşmanın ricatinden sonra hakkınızda duyduğum takdir ve hayreti minnet ve şükranı ordunun her ferdi ve memleketin her tarafından duyulacak kadar yüksek sesle söylemeye lüzum gördüm. Sakarya boyunca verdiğimiz muharebe birçok evvelki muharebelerimizde olduğu gibi Anavatanın yalnız bir köşesini ufak veya büyük bir parçasını tehlikeye düşürmüyordu. Orada biz bütün memleket, bütün varlığımız ve istiklalimiz pahasına denecek kadar ehemmiyeti büyük bir muhabereye girmiştik. 21 gün, 21 gece bir milletin istiklal fikriyle, bir milletin istila ve beka fikri birbiriyle boğuştu. Sizin başını almaya razı olamayan İstiklal fikriniz mağrur ilerleyen düşmanı ricata mecbur etti. Atalarımız Selçuklu Türkleri'nden, 1000 senelik bir zamandan beri Anadolu Topraklarına uğramış, baştan başa kuşak kuşak şehitlikler ile çevrilmiş olan bu mübarek eski Gaza diyarına sokulmuş hangi istila ordusu vardır ki onun tekin olmayan bir bucağında çarpılıp perişan geri dönmesin. Kızgın bir ufuk üzerinde tüten ve yanan yüzlerce köylerimizi arkasında bırakarak düşman ordusu, cezaevinden kaçan bir cani gibi geldiği yerlere gidiyor. Halbuki o bir muharebe değil yalnız bir akın düşünüyordu. Fikir ve imanın kadir mutlak kuvvete kazandığımız zafer kadar büyük bir delil olamaz. Mazlum milletimizi tarihin en mühlik bir zamanında yeniden ışığa ve necata kavuşturan bu muharebede sizin başkumandanınız olmaktan dolayı bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharı duydum.
Kumandanlara; Tehlike büyüdükçe yükselen azim ve tedbiriniz, derin ve hassas zekalarınızla muharebenin muvaffak bir surette sevk ve idaresinde gösterdiğiniz harikulade liyakat için…


Zabitlere; Trablusgarp, Balkan ve Cihan Harbi’nden henüz çıkmış iken bir ateşten diğerine geçerek milletin istiklal mücadelesinde tuttuğunuz mevki, genç ve aziz başlarınız üzerinde dönen ölüme karşı gösterdiğiniz istihkrar ve kalplerinizde ışıldayan ve bize zafer yolumuzu aydınlatan millet aşkını bütün bir heyecanla seyrettiğim sayısız kahramanlıklarınız için…


Neferlere; Kurtuluş için yaptığımız bu savaştan çok daha evvel sizi başka muhabere meydanlarında da tanımıştım. Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir asker rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendendir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı pak kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranlarımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim. Sizin gibi kumandanları, zabitleri, neferleri olan bir millet yâd ellerin elinde köle olmak mümkün değildir. Bu defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hakkımda yeni bir rütbe ... tecelli eden iltifat ve teveccühü doğrudan doğruya size râcìdir. Milletin verdiği bu rütbe ile yükselen ordu, en şanlı ve en ulu bir gaza ile mümtaz olan bir ordudur. Sizin kahramanlığınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakarlıklar, nihayet kazanılan büyük muzafferiyetin millet tarafından takdirine delalet eden bu ünvanı ve rütbeyi ancak size izafe ederek bütün askerlik hayatimin en büyük sermaye-i iftiharı olarak taşıyacağım. Cenab- Hak giriştiğimiz Kurtuluş Mücadelesinde … Silah arkadaşlarıma kendilerini temeyyüz eden asaletin, civanmertliğin, kahramanlığın hakkı olarak kat'i halâsi da nasip etsin.

BAŞKUMANDAN

M. KEMAL (imza)