• Cancel
    Filter
Filter

MÜZELİK ve KOLEKSİYONLUK ESERLER MÜZAYEDESİ | 27

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.

Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.

Lot: 26 » Seramik

ÇANAKKALE SERAMİK “ATATÜRK” TASVİRLİ VAZO

Çanakkale Seramik Sanatı’nın en nadir örneklerinden. Barbutin tekniği ile dekore edilmiş, kallavi ebatlarda. Kırmızı hamurlu, şeffaf sırlı, platform kaideli, şişkin gövdeli, dar boyunlu, geniş ağızlı. Merkezine kabartma “Atatürk” büstü çalışılmış. Boyun kısmı iki adet aslan figürü ve ay-yıldızlı fors ile zenginleştirilmiş. Yoğun altın yaldız bezemeli. Tıpkı benzeri Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda yer almakta. Türk Seramik Sanatı’na ilginç formları ve kimi zaman aşırılığa kaçan süslemeleriyle desen ve form bakımından yenilikler getirmiş olan Çanakkale Seramik Sanatı’nın yüksek kıymette, nadir ve koleksiyonluk örneğidir.

Referans: Tıpkı benzeri “Sadberk Hanım Müzesi, Türk Çini ve Seramikleri” isimli kitabın 130.sayfasında yer almaktadır.

Ölçüler: 56 x 20 cm.

Eski adı "Kale-i Sultaniye" olan Çanakkale, 17. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl ilk çeyreğine kadar ilginç ve özgün formlu eserlerin üretildiği bir seramik merkezidir. Seramiklerde kaba kırmızı hamur, nadiren de bej renkli hamur kullanılmıştır. Desenler yeşil, kahverengi, kirli sarı ve şeffaf sır altına morumsu kahverengi, turuncu, sarı, lacivert ve beyaz boyalıdır. Büyük tabakların kenarlarında kafes motifi, merkezde rozet çiçek, çukur tabaklarda ise kalyon, havan topu, cami, köşk ve kuş ile balık gibi hayvan figürleri görülür. Desenler fırça darbeleriyle yapılmış izlenimi vermektedir. 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başına tarihlendirilen seramik örnekleri arasında küp, testi, sürahi, ibrik, sepet formlu eşyalar, maşrapa, tabak, vazo, yazı takımı, mangal, kapağı insan veya hayvan figürlü şekerlik, gemi formlu gaz lambası, hayvan biçiminde kapları sayabiliriz. Burma kulplu, gaga ağızlı veya emzikli testilerin yanında, simit gövdeli ve at başlı testiler de ilginç örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tek renk sır olarak yeşil, sarı, kahverengi ve mor kullanılmış olup, geç örneklerde ebrulilere de rastlanılmaktadır. Tek renk sırlı olanlar, genellikle sır üstüne altın yaldız, mavi, beyaz, siyah, sarı ve kırmızı renkte stilize çiçek ve yaprak motifleri ile bezelidir Bazı örneklerin üzerinde çiçek rozet, selvi, hilâl, arma ve çeşitli hayvan figürleri şeklinde kabartmalar görülür.

Details
Lot: 27 » Efemera

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN “EL YAZISI” İLE “ISLAK İMZASI”NA SAHİP ZARF

Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından siyah mürekkep (el) ile “Belgrad Ataşe Militarlığı Kasası Anahtarları” yazılmış ve imzalanmış zarf. Fevkalade kondisyonda. Atatürk’ün kendi el yazısına ve ıslak imzasına sahip, manevi ve koleksiyon değeri yüksek, ele geçmez ünik eserdir.

*Atatürk Ocak 1914’te Kurmay Binbaşı iken “Belgrad Askerî Ataşeliği” görevine getirilmiş ve 1 yıla yakın süre Belgrad, Sofya, Bükreş ve Çetine (Karadağ) askerî ataşelik görevlerini birlikte yürütmüştür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından siyah mürekkep (el) ile “Belgrad Ataşe Militarlığı Kasası Anahtarları” yazılmış ve imzalanmış zarf. Fevkalade kondisyonda. Atatürk’ün kendi el yazısına ve ıslak imzasına sahip, manevi ve koleksiyon değeri yüksek, ele geçmez ünik eserdir.

*Atatürk Ocak 1914’te Kurmay Binbaşı iken “Belgrad Askerî Ataşeliği” görevine getirilmiş ve 1 yıla yakın süre Belgrad, Sofya, Bükreş ve Çetine (Karadağ) askerî ataşelik görevlerini birlikte yürütmüştür.

Ölçüler: 10.5 x 13 cm.

İkinci Balkan Savaşı’nın ardından 29 Eylül 1913 tarihinde Osmanlı ile Bulgaristan arasında imzalanan İstanbul Barış Anlaşması’ndan sonra Sofya Elçiliğine Ali Fethi (Okyar), Sofya Askerî Ataşeliği’ne de 27 Ekim 1913 tarihinde Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal (Atatürk) atanmıştır. Sofya Askerî Ataşeliği görevine ilave olarak 1914 yılı ocak ayı başlarında, Bükreş, Belgrad ve Çetine (Karadağ) de verilerek sorumluluk alanı genişlemiş ve 01 Mart 1914 tarihinde yarbay rütbesine terfi etmiştir. Mustafa Kemal, ülkenin sürüklendiği mevcut şartlarda, Sofya’da kalmak istememiş, faal bir görev verilmesini talep etmiştir. Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya yazdığı mektupta “Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya’da ataşe militerlik yapamam! Eğer, birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz.” demiştir. Aralık 1914’te yazılan bu mektuptan sonra Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, Harbiye Nezareti’nin 18 Ocak 1915 tarihli teklifi ve 20 Ocak 1915 tarihli onayıyla Sofya Askerî Ataşeliğinden, 3.Kolorduya bağlı teşkil edilecek olan 19.Tümen Komutanlığı’na ataması yapılmıştır.            

Mustafa Kemal’in Sofya Ataşemiliterliği, Atatürk Ansiklopedisi

Details
Lot: 30 » Hat

OSMANLI 18.YÜZYIL EDİRNEKÂRİ HAT LEVHA

18.Yüzyıl. Osmanlı. Edirnekâri. Hicri 1191 (Miladi 1777) tarihli. “Ahmet el-Hafız el-Meşhur” ketebeli. Hud Suresi 88.Ayet’ten “Vemâ tevfîkî illâ billah / Başarım ancak Allah’tandır” yazılı. Haliyle. Ahşap üzerine koyu tempera boya ve altın yaldız kullanılarak imal edilmiş. En güzel örneklerine Sultan III.Murad Han döneminde rastladığımız Edirnekâri Sanatı’nın yüksek kıymette koleksiyonluk bir örneğidir.

Ölçüler: 30 x 60 cm.

Edirnekâri, 14.Yüzyıldan başlayarak Edirne’de ahşap üzerine oyma, yaldızlama ve boyama biçiminde yapılan süslemelerin genel adıdır.  Edirne’ye has manasında “Edirnekâri” olarak adlandırılan ahşap işçiliği Türk Ahşap Sanatı’nda 16. Yüzyıldan itibaren Edirne gibi İstanbul’da da ahşap sanatçılarının uyguladığı bir tekniktir. Genelde çok renk bitkisel motifler kullanılarak lake tekniğinde ve tempura boya kullanılarak yapılan ve Türk geleneksel evlerinin ve saraylarının tavan süslemelerinde, kapı, dolap, sandık, kavukluk, rahle, cilt kapakları gibi dekorasyon elemanlarında uygulanmaktadır. Edirnekâri, 19.Yüzyıl’ın ortalarına kadar kullanıldı ve büyük ustalar yetişti. Barok tarzında ancak Osmanlı’ya özgü bir stilde yapılan oyma ve kakma işçiliği ile lake tekniğinin buluştuğu bu güzel eserler Topkapı Sarayı’nın hemen her köşesinde tüm ihtişamıyla göze çarpmaktadır.

Details
Lot: 31 » Tombak

OSMANLI 18.YÜZYIL TOMBAK KANDİL

18.Yüzyıl başı. Osmanlı. İslam Kültürü’nde simgesel anlam taşıyan kandillerin günümüze ulaşmış nadir örneklerden. Bakırdan dövme tekniği ile imal edilmiş, altın ve cıva amalgamı ile tombaklanmış. Müstesna eserin yüzeyi yalın işçiliğe sahip olup tombağı iyi kondisyondadır. Şişkin gövdeli, dar ağızlı, askı zincirli ve asma kancalı. İslam dininde kandiller ilahi ışık sembolü olarak Allah’ın nuruyla eş değerde tutulmuştur. Soyut olan tanrının somut olarak ifade şekli olan kandiller, hem tanrının nuru olan kutsal ışığı yaymakta, hem de sahipleri için güç ve statü göstergesi olmaktadırlar. Kandillerin nur ve ışık ile ilgili oldukları ve tanrıyı sembolize ettikleri Kur’an-ı Kerim’in Nur Suresi 35. ayetine dayandırılır. Türk Maden Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez bir örneğidir.

Referans: Tombak Altından Süzülen Zarafet / Yapı Kredi Yayınları

Kandil Ölçüsü: 12 x 10.5 cm.
Zincirli Uzunluk: 48 cm.

18. yüzyılda ekonomik nedenlerle altın ve gümüş eserlerin yapımının azalması, altın görünümlü tombakların çoğalmasına neden olmuştur. Tombak, altın-cıva karışımı ile kaplanmış bakır ve bakır alaşımı eşyanın genel adıdır. Osmanlı maden sanatında bakır ve bakır alaşımı pirinç, günlük yaşamda ve dinsel yapılarda kullanılan eşyalarda, askeri teçhizatta, mimari süsleme elemanlarında yaygın kullanım alanı bulmuştur. Osmanlı maden sanatının erken dönemine ait örnekler askeri teçhizattır. 15. yüzyılda form ve süslemelerde Memlûk etkisi görülürken, 16. yüzyıl başlarında klasik Osmanlı üslubu şekillenmiştir. Altın ve gümüşün bir özelliği de cıva içinde çözülebilmeleri yani sıvılaşabilmeleridir. Bu, cıva ile altın karışımı sıvıya amalgam denir. Bu özellikten yararlanılarak gerçekleştirilen yaldızlama ya da Osmanlıca adıyla tombaklama tekniği ile çok sağlam ve düzgün bir kaplama elde edildiği için günümüze kadar kullanılmıştır. Tombaklama yapmak için “cam veya porselen bir kabın içinde” cıva ve çok ince kıyılmış 24 ayar altın karıştırılır. Bu karışım “ahşap bir çubukla” karıştırılarak, altının cıva içinde tümüyle çözülmesi yani sıvılaşması sağlanır. Daha sonra ince bir tülbentle süzülen sıvı alaşım yani amalgam kullanıma hazır hale gelmiştir. Altın kaplanacak eşyanın yüzeyi bütün oksit ve kirlerden temizlenip kurutulur. Tombak yapılacak yüzeye bir fırça, mantar parçası veya bez tampon ile amalgam yedirilerek sürülür. Tombaklanmış eşya, “küllenmekte olan odun kömürü ateşi” üzerine konularak veya düşük ısıda fırınlanarak civanın uçması sağlanır. (Bu safhada buharlaşan civanın solunması son derece tehlikelidir ve geçmişte bu mesleği yapan kişilerde hayati sorunlara yol açmıştır. Bu nedenle ustalık isteyen ve incelikleri olan bir sanattır) Geriye kalan altın yüzeye iyice sızmış ve yapışmış olduğundan, kaplama oldukça kalitelidir.

Details
Lot: 35 » Tablo

CONTE AMADEO PREZIOSI (1816-1882)

“Osmanlı Tiplemeler”

Kağıt üzeri suluboya. İki adet.

Referans: E.Benezit / Cilt: 8 Sayfa: 488

Ölçüler: 26 x 18 cm. / 24 x 18 cm.

1816 yılında Malta’da doğdu. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duydu. Malta'da çok takdir edilen bir ressam olan Giuseppe Hyzler tarafından eğitim gördü. Babası, Amedeo onun hukuk okumasını isterken, o daha çok sanat ve sanatla ilgileniyordu. Resim çalışmalarına École des Beaux-Arts'ta devam etti. İstanbul'a ayak bastığı 1851 yılından bu yana her geçen gün, sanatında olgunluğa erişen Amadeo Prezlosl, «Şark Giysileri» albümüyle Avrupa’da ün yapmıştı. Suluboya tabloları sanat çevrelerinde aranıyor, Şark manzaralarıyla dolu eserlerindeki üslup, hayranlık uyandırıyordu. Bu yüzden İstanbul’a gelen sanat tutkunları ve birçok elçiler, onunla dostluk kurmaktan haz duydular. ilk sergisini 1858’de Paris’te açtı. İkinci sergisi ise çok daha büyük anlam taşımaktadır. Çünkü, ancak milletlerarası sanat ustalığını kabul ettirmiş kişilerin eserlerinin sergilendiği Londra’daki Royal Academia’dan aldığı davet üzerine, 1863 yılında Londra’da bu akademinin salonlarında sergisini açtı. Günümüzde Louvre Müzesi Koleksiyonları arasında yer aldığı belirtilen «Şekerci Hacı Bekir» tablosuyla bu dükkânı ölümsüzleştiren Preziosi, günümüzde tüm Hacı Bekir kutuların» kapağındaki ressamdır.

Details
Lot: 40 » Tablo

CONTE AMADEO PREZIOSI (1816-1882)

‘’Kağıthane Sadabad Sarayı’’

İmzalı. Kağıt üzeri karışık teknik.

Referans: E.Benezit / Cilt: 8 Sayfa: 488

Ölçüler: 26 x 40 cm.

1816 yılında Malta’da doğdu. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duydu. Malta'da çok takdir edilen bir ressam olan Giuseppe Hyzler tarafından eğitim gördü. Babası, Amedeo onun hukuk okumasını isterken, o daha çok sanat ve sanatla ilgileniyordu. Resim çalışmalarına École des Beaux-Arts'ta devam etti. İstanbul'a ayak bastığı 1851 yılından bu yana her geçen gün, sanatında olgunluğa erişen Amadeo Prezlosl, «Şark Giysileri» albümüyle Avrupa’da ün yapmıştı. Suluboya tabloları sanat çevrelerinde aranıyor, Şark manzaralarıyla dolu eserlerindeki üslup, hayranlık uyandırıyordu. Bu yüzden İstanbul’a gelen sanat tutkunları ve birçok elçiler, onunla dostluk kurmaktan haz duydular. ilk sergisini 1858’de Paris’te açtı. İkinci sergisi ise çok daha büyük anlam taşımaktadır. Çünkü, ancak milletlerarası sanat ustalığını kabul ettirmiş kişilerin eserlerinin sergilendiği Londra’daki Royal Academia’dan aldığı davet üzerine, 1863 yılında Londra’da bu akademinin salonlarında sergisini açtı. Günümüzde Louvre Müzesi Koleksiyonları arasında yer aldığı belirtilen «Şekerci Hacı Bekir» tablosuyla bu dükkânı ölümsüzleştiren Preziosi, günümüzde tüm Hacı Bekir kutuların» kapağındaki ressamdır.

Details
previous
Go to Page: / 11
next