OSMANLI 19.YÜZYIL SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ “TRABZON İŞİ” KALLAVİ EBATLARDA SARAY ÇEYİZİ HAMAM TASI

Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.

Çap: 24.5 cm.
Yükseklik: 5 cm.
Ağırlık: 625 gr.

Çeyiz önemli bir folklor malzemesi, bir kültür hazinesi ve bir birikimin somut yansımasıdır. Çeyiz kültürü ise medeniyet birikiminin en önemli dışa vurumlarındandır. Kız evladına verilen çeyiz, ailenin ekonomik durumunun bir göstergesi olduğu için aile anlayış ve görgüsüne göre çeyizi yapardı. Çeyiz eşyası, uzun sürede biriktirilir, el emeğiyle hazırlanırdı. Çeyiz malzemesinin miktarı ve maddi değeri ne kadar fazlaysa kız tarafının saygınlığı da o derece artardı. Osmanlı döneminde düğün eğlencelerine pazartesi günü çeyizin güvey evine gönderilmesi ile başlanırdı. Çeyiz alayının önünde, kumaşlar, meyve ve çiçeklerle ağaç şeklinde süslenmiş nahıllar taşınırdı. Salı günü yapılan gelin hamamından sonra, çarşamba akşamı gelin evinin hareminde kına gecesi düzenlenirdi. Hamamların, Osmanlı Kültüründe önemli bir yer tutmasının en temel nedeni dini inançlar idi. Kur'an'a göre temizlik dindarlığın önemli değil, ‘asli’ bir parçasıydı ve bu mermer tapınaklar banyo, masaj ve sohbetten oluşan bir toplumsal yaşamın ortaya çıkmasını sağlıyordu. Kapalı kapılar ardında yaşamını sürdürmek zorunda olan Osmanlı kadınının sosyalleşebildiği tek yer burasıydı. Varlıklı kadınlar bile evlerinde özel hamamları bulunmasına rağmen, haftada en az bir kez mahalle hamamına giderlerdi. Hamama tas, havlu, fırça, kına, sürme, bir kalıp Girit sabunu ve sedef kakmalı nalınlarıyla beraber ve hizmetkârlar eşliğinde gidilirdi.