• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ve KOLEKSİYONLUK ESERLER MÜZAYEDESİ | 25

Lot: 2 » Porselen

OSMANLI 19.YÜZYIL “SARAY İŞİ” SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN İNİSİYALLİ YILDIZ PORSELEN ŞEKERLİK

“Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu”

19.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 1312 tarihli, Ay-yıldız imalat damgalı, Eski Türkçe “Osmanlı Toprağı” ibareli. Hanedan parçası. Sultan için Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu özel üretimi, altın yaldız ile “Sultan II.Abdülhamid Han” inisiyalli. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, şeffaf sırlı. Estetik formda tasarlanmış, çift kulplu. Fevkalade kondisyonda. Benzer örnekler, TBMM Milli Saraylar “150 Yılın Sessiz Tanıkları, Saray Porselenlerinden İzler” adlı kitapta mevcuttur. Emsalleri “Saray Koleksiyonları”nda yer alan, padişaha özel yapılmış olması sebebi ile büyük önem arz eden, yüksek kıymette gerçek koleksiyonluk eserdir.

Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ

Ölçüler: 14 x 19 cm.

Türk çini sanatını canlandırmak, yeni bir yön ve hız vermek amacıyla Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) tarafından 1891 yılında Yıldız Sarayı bahçesinde Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu kurulmuştur. Hemen üretime başlayan Fabrika, 1894 depreminde zarar görmüş, aynı yıl İtalyan Mimar Raimondo d’Aronco’ya adeta yeniden yaptırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid’in sanata olan ilgisi, Batı ülkelerini görüp yeni teknolojilerin ülkeye getirilme isteği, Anadolu'da yüzyıllar boyunca geliştirilmiş olan çini ve seramik sanatının yeniden canlandırılması düşüncesi, bu Fabrika’nın yapımında etkili olmuştur. Fabrika’nın kuruluşunda gerekli olan ileri teknoloji, her türlü malzeme ve kalıp, Fransa'daki Sèvres ve Limoges fabrikalarından getirilmiştir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen eserlerin tümünde, fabrika’nın orijinal amblemi olan ay-yıldız damgası yer almaktadır. Damganın hemen altında, eserin hangi yılda üretildiği yazılıdır. Hereke Fabrikası gibi bir imparatorluk fabrikası olan Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen porselenler, öncelikli olarak son dönem saray, köşk ve kasırların dekorasyonunda kullanılmış ve armağan olarak yabancı hanedanlara sunulmuştur. Fabrikada birçok yerli ve yabancı sanatçı çalışmıştır. Bu sanatçıların en önemlilerinden biri olan Halid Naci, padişah tarafından yetiştirilmek üzere Sèvres Porselen Fabrikası'na gönderilmiştir. Fabrikanın kurulduğu ilk yıllarda üretilen eserler, form ve bezeme açısından Fransız porselenlerinin etkisindedir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’ndaki üretim, 1909 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle durdurulmuştur. Bu dönemde Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü'ne bağlanan fabrikanın yeniden üretime geçmesi için Müze-i Hümâyûn’un müdürü olan Osman Hamdi Bey girişimlerde bulunmuştur. 1910 yılında Osman Hamdi Bey'in ölümüyle Halil Edhem Bey, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu'nu yeniden çalıştırma hazırlıklarına başlar ve 1911 yılında fabrikada yeniden üretime geçilir.

Detaylar
Lot: 8 » Porselen

OSMANLI 19.YÜZYIL YILDIZ PORSELEN KAPAKLI SAHAN

“Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu”

19.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri “Sene 1312/12” tarihli ve Ay-yıldız imalat damgalı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) dönemi Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu üretimi. Eserin damga örneği “Porselencilik Tarihi” kitabı sayfa 116’da mevcut olup diğer açıklamalar sayfa 63/69’da yer almaktadır. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, şeffaf sırlı, sır altına limoni sarı renkte, çok renk fırça ile çalışılmış çiçek buketleri ile dekorlu ve altın yaldız bezemeli. Geniş ve çukur formlu, yüksek kapaklı, kenarları dilimli, altın yaldız konturlü. Kapak tutamağı repousse dalında yapraklı gonca gül formunda. Fevkalade kondisyonda. Benzer örnekleri müze koleksiyonlarında bulunan Türk Porselen Sanatı’nın koleksiyonluk bir örneğidir.

Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ

Ölçüler: 14 x 25 cm.

Türk çini sanatını canlandırmak, yeni bir yön ve hız vermek amacıyla Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) tarafından 1891 yılında Yıldız Sarayı bahçesinde Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu kurulmuştur. Hemen üretime başlayan Fabrika, 1894 depreminde zarar görmüş, aynı yıl İtalyan Mimar Raimondo d’Aronco’ya adeta yeniden yaptırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid’in sanata olan ilgisi, Batı ülkelerini görüp yeni teknolojilerin ülkeye getirilme isteği, Anadolu'da yüzyıllar boyunca geliştirilmiş olan çini ve seramik sanatının yeniden canlandırılması düşüncesi, bu Fabrika’nın yapımında etkili olmuştur. Fabrika’nın kuruluşunda gerekli olan ileri teknoloji, her türlü malzeme ve kalıp, Fransa'daki Sèvres ve Limoges fabrikalarından getirilmiştir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen eserlerin tümünde, fabrika’nın orijinal amblemi olan ay-yıldız damgası yer almaktadır. Damganın hemen altında, eserin hangi yılda üretildiği yazılıdır. Hereke Fabrikası gibi bir imparatorluk fabrikası olan Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen porselenler, öncelikli olarak son dönem saray, köşk ve kasırların dekorasyonunda kullanılmış ve armağan olarak yabancı hanedanlara sunulmuştur. Fabrikada birçok yerli ve yabancı sanatçı çalışmıştır. Bu sanatçıların en önemlilerinden biri olan Halid Naci, padişah tarafından yetiştirilmek üzere Sèvres Porselen Fabrikası'na gönderilmiştir. Fabrikanın kurulduğu ilk yıllarda üretilen eserler, form ve bezeme açısından Fransız porselenlerinin etkisindedir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’ndaki üretim, 1909 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesiyle durdurulmuştur. Bu dönemde Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü'ne bağlanan fabrikanın yeniden üretime geçmesi için Müze-i Hümâyûn’un müdürü olan Osman Hamdi Bey girişimlerde bulunmuştur. 1910 yılında Osman Hamdi Bey'in ölümüyle Halil Edhem Bey, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu'nu yeniden çalıştırma hazırlıklarına başlar ve 1911 yılında fabrikada yeniden üretime geçilir.

Detaylar
Lot: 12 » Obje

OSMANLI 19.YÜZYIL BRONZ SALTANAT ARMASI

"ARMA-İ OSMANÎ"

19.Yüzyıl başı. Osmanlı. Bronz, altın vermeyli, zemini abanoz. Osmanlı Devleti’ni Düvel-i Muazzama’nın üyesi yapma çalışmalarının görsel bir ürünü olarak ortaya çıkan İmparatorluk Arması’nın erken dönem örneklerinden. El oyma stilize kabartma floral motiflerle oluşturulmuş “Abanoz” zemine gömülmüş. Fevkalade kondisyonda. Emsaline rastlanılmamış, yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk eserdir.

Çap: 42 cm.

Abanoz eski çağlardan beri çok değerli sayılmıştır. Pek çok imparator ve kral abanozdan asalar yaptırmış, hatta zehirin etkisini giderdiğine inanarak abanozdan kadehler kullanmıştır. Tevrat'ta tarihi Sur kentindeki abanoz ticaretinden söz edilmektedir. Ayrıca Binbir Gece Masalları'nda anılan değerli mallardan biri de abanozdur.

Detaylar
Lot: 13 » Hat

OSMANLI 19.YÜZYIL SARAY İŞİ “EDİRNEKÂRİ” SULTAN II.MAHMUD’UN OĞLU ŞEHZADE MEHMED’İN DOĞUMU İLE İLGİLİ HAKKAKZADE MUSTAFA HİLMİ EFENDİ KETEBELİ (VİLÂDETNAME) TARİH MANZUMESİ

"TARİH-İ ŞEHZADE-İ SULTAN MEHMET"

19.Yüzyıl başı. Osmanlı. Saray işi. Edirnekâri. Sultan II.Mahmud Han (1808-1839) dönemi. Saray Hattatı Hakkâkzade Mustafa Hilmi Efendi ketebeli. Şehzade Mehmed’in doğumu için yazılmış “Tarih-i Şehzade-i Sultan Mehmet”, Hilye-i Şerife formunda tasarlanmış. El çekme, stilize lalelerle tezyinli, tempera ve altın yaldız bezemeli. Taç bölümü ve merkezdeki metnin çevresi zerendud tekniği ile (altın ile) celi sülüs hatla “Tarih-i Şehzade-i Sultan Mehmet, İbn-i Sultan Mahmud Han-ı Adli el-Gazi el-Mücahit fî sebîlillah veffek Allahu Teâlâ fi …” yazılı. Müstesna eserin merkezinde ise ahşap üzerine yapıştırılmış aharlı ve nohudi kâğıt üzerine is mürekkebi ve nesih hatla şehzadenin doğumu için yazılan “Vilâdetname” yer almakta, satırların araları altın beynessütur ile bezenmiş. Vilâdetname’de “Sultan Mehemmeddir benam, Şehzade-i vala-nijad” beyitini takiben şehzadenin Kuran-ı Kerim’in nazil olduğu ayda doğduğu belirtilmektedir. Özel yapılmış çerçevesi içerisinde. Emsaline bugüne kadar rastlanılmamış, ele geçmez ve paha biçilmez müzelik eserdir.

Ölçüler: 100 x 40 cm.
Çerçeve Ölçüsü: 120 x 70 cm.

Viladetname; Şükür-ü sipah olsun sana eyvah-i bihayril murat / İhsanın daima müzdade bir cümle ibat / İnamı tamm bigüman dünyayı kıldı samdan şahen önce oldu yine halk cihan dilhuş / Ve mesruril fuad / Şahen sehi alem cenah mahmud-i han-ı daatkar sab eyledi / Anillah bir vakfı dilhavahut müracaat zirli ilahi müstean odur mülazi bi kesan her pisesi emaurl eman / Endişesi adli ile dahi şol rütbede Ruşen dil-i mati kalbi münceliyim fikri / Dakiki bir kılıter yahut eyler itimat ömrü hümayunu füzenede hüda hayrün / Ekdardan olan Masun olan ol saliki rahi reşad yani ona rabbil enam verdi yine bir mahi tam-ı sultani muhabbettir / Benam şehzade-i vala Nejat olmah de kuran nüzul etmişti bi şekkül zühul doğdu ham namı resul dilgan-ı cavi oldu küşat da serbeser mahisiyam-ı eyyam-i ilk oldu  bi tamam / Lütf eyleyip ola yemam saimlari hep kıldı şaad / Salı günü nisbi nehat olmuş idi husudi var envarını etti nişan ol mahi pakizede Nihat bulsun o nüshet ettiğimiz dünden güne neşvu nema handan olsun daima / hak ömrüne ede Nejat şakirdeki bu tesbihi tam adlidan oldu meh gibi nur-i Muhammed müstefat / Hamdenali li rabbil alemin Ahmedu beda sebis savimin levh felahun alel felal ayneki nisri habibi teala cümle fihi kebhedu ve sema mühemma lizake velihidi bi kasdi ellezi fihi yevmedi fehümrehül hallagu örmen mutevellen meal ihveten ebrari fihi müserretin feyerrehu bi maliki sülbü Mahmuden sevegna mücemmin ve emrün mühennedü ve tansidür emali fihi lifaklihe gayril devleti meyyedü dainnete ya vessafü fethü lehü hayrin feinne zikrihi leyse yen fedü feshane anil ekdar / İyyahü bütün vesellemahül velev azimül müemmet cedü veha ena şakirün kelimü dü aleykim fesellu minküm nazraten teferrücüdü vechi bi tarihin itmame teammeten semen nesli Mahmud edae muheme.

 

Hakkakzade lakabı ile meşhur olan Mustafa Hilmi Efendi, sülüs ve nesihi Laz Ömer lakabı ile tanınan Ömer Vasfi Efendi’den öğrenmiştir. 1819 da Fatih’de Nakşıdil Valide Sultan, daha sonra Sultan Mahmut Türbesi civarındaki Bezmialem Valide Sultan Mektebi’nde hoca idi. Habib Efendi “Hat ve Hattatan” kitabında Hakkakzade Mustafa Hilmi’nin Sultan Mahmut’un iltifatına mazhar olduğunu, onun emri ile 3 kuran yazdığını ve Saray Hattatı olduğunu belirtmektedir. 1851 tarihinde vefat eden önemli hattat Taksim civarındaki Ayazpaşa Kabristanına gömülmüştür. Millet Kütüphanesinde yer alan Mizan’ül Hat adlı yazma eseri çok meşhurdur.

Detaylar
Lot: 19 » Gümüş

OSMANLI 19.YÜZYIL HIDİV “ZİYAFET-İ SENİYYE” KAŞIK STANDI

19.Yüzyıl. Osmanlı, Hıdiv. Damgalı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) dönemi. Resmi ziyafetlerde (Ziyafet-i Seniyye) tercih edilen sofra aksesuarlarından. Tepe kısmında Hidivyal bir taç bulunmakta. Tatlı sunumunda kullanılan stand Sultan II.Abdülhamid Han tuğralı 6 adet gümüş tatlı kaşığı ve gümüş kaplama kaşık standından oluşmakta. Tatlı kaşıklarının sap kısımları kuş figürleri ile zenginleştirilmiş. Alışılmışın dışında tasarımı ve zengin görselliği ile dikkat çeken, Hıdiv Hanedanı’na ait olması sebebi ile de ayrıca önem arz eden nadir koleksiyonluk eserdir.

Ölçüler: 21 x 17 cm.
Kaşık Uzunluğu: 14 cm.
Ağırlık: 667 gr.

Hıdiv ünvanı, Sultan Abdülaziz zamanında Mısır valilerine verilen ünvandır. Sadrazam hakkında da, hürmet ifadesi olarak kullanılırdı. Hıdiv; Arapça'da büyük vezir, baş vezir, hakim demektir. Mısır valileri, sadaret pâyesini haiz oldukları için, bu unvan verilmiştir. Mısır Hıdivleri protokolde şeyhülislam ve sadrazam ile aynı derecede idi. Aynı toplantıda bulundukları zaman sadrazam ve şeyhülislamdan sonra hıdiv yer alırdı. Hıdiv ünvanı ilk olarak 8 Haziran 1867 yılında Sultan Abdülaziz tarafından, Büyük Fuad Paşa'nın isteği üzerine Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunu İsmail Paşa'ya verilmiştir. Mısır vâlileri, İsmâil Paşanın Sultan Abdülazîz Handan aldığı fermâna dayanarak, 1914'e kadar bu ünvânı taşıdılar. Mısır hıdivleri; İsmâil Paşa ile oğlu Tevfik Paşa ve torunu İkinci Abbâs Hilmi Paşa olmak üzere üç kişidir. Hıdiv ünvanı İngilizler tarafından, 19 Aralık 1914 yılında Osmanlılar'dan Mısır'ı almaları sonucunda kaldırılmıştır.

Detaylar
Lot: 21 » Tablo

CONTE AMADEO PREZIOSI (1816-1882)

Kağıt üzeri suluboya.

Referans: E.Benezit / Cilt: 8 Sayfa: 488

Ölçüler: 26 x 18 cm.

1816 yılında Malta’da doğdu. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duydu. Malta'da çok takdir edilen bir ressam olan Giuseppe Hyzler tarafından eğitim gördü. Babası, Amedeo onun hukuk okumasını isterken, o daha çok sanat ve sanatla ilgileniyordu. Resim çalışmalarına École des Beaux-Arts'ta devam etti. İstanbul'a ayak bastığı 1851 yılından bu yana her geçen gün, sanatında olgunluğa erişen Amadeo Prezlosl, «Şark Giysileri» albümüyle Avrupa’da ün yapmıştı. Suluboya tabloları sanat çevrelerinde aranıyor, Şark manzaralarıyla dolu eserlerindeki üslup, hayranlık uyandırıyordu. Bu yüzden İstanbul’a gelen sanat tutkunları ve birçok elçiler, onunla dostluk kurmaktan haz duydular. ilk sergisini 1858’de Paris’te açtı. İkinci sergisi ise çok daha büyük anlam taşımaktadır. Çünkü, ancak milletlerarası sanat ustalığını kabul ettirmiş kişilerin eserlerinin sergilendiği Londra’daki Royal Academia’dan aldığı davet üzerine, 1863 yılında Londra’da bu akademinin salonlarında sergisini açtı. Günümüzde Louvre Müzesi Koleksiyonları arasında yer aldığı belirtilen «Şekerci Hacı Bekir» tablosuyla bu dükkânı ölümsüzleştiren Preziosi, günümüzde tüm Hacı Bekir kutuların» kapağındaki ressamdır.

Detaylar
Lot: 22 » Tablo

CONTE AMADEO PREZIOSI (1816-1882)

Kağıt üzeri suluboya.

Referans: E.Benezit / Cilt: 8 Sayfa: 488

Ölçüler: 24 x 18 cm.

1816 yılında Malta’da doğdu. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duydu. Malta'da çok takdir edilen bir ressam olan Giuseppe Hyzler tarafından eğitim gördü. Babası, Amedeo onun hukuk okumasını isterken, o daha çok sanat ve sanatla ilgileniyordu. Resim çalışmalarına École des Beaux-Arts'ta devam etti. İstanbul'a ayak bastığı 1851 yılından bu yana her geçen gün, sanatında olgunluğa erişen Amadeo Prezlosl, «Şark Giysileri» albümüyle Avrupa’da ün yapmıştı. Suluboya tabloları sanat çevrelerinde aranıyor, Şark manzaralarıyla dolu eserlerindeki üslup, hayranlık uyandırıyordu. Bu yüzden İstanbul’a gelen sanat tutkunları ve birçok elçiler, onunla dostluk kurmaktan haz duydular. ilk sergisini 1858’de Paris’te açtı. İkinci sergisi ise çok daha büyük anlam taşımaktadır. Çünkü, ancak milletlerarası sanat ustalığını kabul ettirmiş kişilerin eserlerinin sergilendiği Londra’daki Royal Academia’dan aldığı davet üzerine, 1863 yılında Londra’da bu akademinin salonlarında sergisini açtı. Günümüzde Louvre Müzesi Koleksiyonları arasında yer aldığı belirtilen «Şekerci Hacı Bekir» tablosuyla bu dükkânı ölümsüzleştiren Preziosi, günümüzde tüm Hacı Bekir kutuların» kapağındaki ressamdır.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 8
sonraki